Dünden Bugüne
“dilimiz.com” Sayfasından “bizimdilimiz.com” Sayfasına
Yıl 2002 günlerden senenin son günü. Yılbaşı gecesi. Herkes yeni yıl telaşında. Ben ise yeni bir tasarı peşindeyim. O gün sipariş ettiğim internet sayfasını açmaya hazırlanıyorum. Tüm bilgiler elimde. Sabaha kadar çalışıyorum. Yıl olmuş 2003 ve ayın 1’i. Çok yorgunum, ama hiç umursamıyorum. Çok mutluyum. Tasarladığım internet sayfasını oluşturmuştum. www.dilimiz.com sayfası doğmuştu.
Yurt dışında yaşıyor olmama karşın dil konusundaki açmazlar, yanlış kullanımlar ve özensizlik acı veriyordu. Bir taraftan yabancıılara Türkçe öğretiyordum bir taraftan da gurbetçi ailelerin çocuklarına Türkçe dersleri veriyordum. Yaşadıklarım, gördüklerim daha da can yakıcıydı. Bu duygular içindeyken sürekli aklıma takılan bu internet sayfasını sonunda gündeme getirmiştim. Alanında ilklerdendi.
Sayfa devreye girer girmez ilk işim üniversite camiasındaki hocalarıma ve arkadaşlarıma haber vermek oldu. Sağ olsunlar çoğu –hatır için de olsa- destekleyeceklerini söyledi. Öyle de oldu. Ciddiye almayanlar da vardı haliyle. O dönemler internet olayı bugünlerdeki gibi pek yaygın bir kullanıma sahip değildi. Dolayısıyla bu işten sonuç çıkmaz diyenler moralimi bozsa da yılmadım ve çalışmalarımı sürdürdüm.
Eş-dost derken günden güne katılımcı sayısı artmaya başladı. Üstelik öylesine laf olsun diye değildi bu katılımlar. Hepsi birbirinden değerli, görüş ve bilgi sahibi kişilerdi. Yazışmalığımızda (Ki bu “yazışmalık” adını da “forum” karşılığı olarak ilk defa biz kullandık.) açılan her konuya yorumları ile can veriyorlardı. Üzerinde durduğumuz konular ve yorumlar binlerce olmuş dil ile ilgili herkesin dikkatini çekmeyi başarmıştık. Binlerce katılımcı olmuştu. Dünyanın her tarafından takipçilerimiz vardı. Dil konusunda âdeta danışma merkezi olmuştuk. Büyük mutluluktu. Bu gelişmeleri çekemeyenler de vardı. Haklarlar (hacker+) defalarca saldırarak sayfamıza zarar vermeye çalıştılar. Verilere zarar verdiler. O dönemler her an desteğini yanımızda hissettiğim değerli dostum Hasan Aydın’ı anmadan geçemeyeceğim. Çok emeği geçti. Her saldırı sonrası yeniden derleyip toparladı. Yıllar ilerledikçe çalışmalarımızın ve başarılarımızın oranı da artıyor, söz sahibi oluyorduk. Daha sonra ortaya çıkan ve aynı içeriğe sahip pek çok sayfaya örnek olduk. Adımız bu alanda âdeta markalaşmıştı. Bu çalışmalar 2015 yılına kadar hz kesmeden sürdü. O yıl yaşadığım sağlık sorunları nedeniyle eskisi gibi ilgilenemez oldum. Üstelik “sosyal medya” denen bir sürü ortam oluşmuş, ilgi dağılmaya başlamıştı. Uzun süre hastanede kaldığım için artık takip edemez olmuştum. Kendi derdimize düştüğümüz için sayfanın uzatma işlemlerini maalesef unutmuşuz. Eve döndüğümde sayfanın kapandığını gördüm. Dünyam kararmıştı sanki. Hemen ilgili firmayı aradım ama sonuç alamadık. Fırsat kollayanlar sayfamızın adını çalmıştı. Yılların emeği ve birikimi, tüm veriler hebâ olmuştu. Ne kadar uğraşsak da tekrar sahiplenemedik. Bunun için, yani “dilimiz.com” adını tekrar geri alabilmek için yaklaşık 5.000 Dolar istiyorlardı. Uzun süre çaresiz kaldım. Değişik sayfa adları aldım, denedim, ama olmadı. İçime sinmedi.
Yıl 2021 ve günlerden senenin son günü. O gün yeni sayfamızın adını “bizimdilimiz.com” olarak belirleyip kaldığım yerden devam etmeye karar verdim. Yaklaşık 20 yıl sonra yine bir yılbaşı gecesi ilk adımlarını atmaya başladı yeni sayfamız. Tarih tekerrür ediyordu. 2022’nin ilk günü güneşin doğuşuyla kendini göstermeye başlamıştı. Uzun süre bu tür çalışmalardan uzak kaldığım için zorlanıyordum, ama yılmadım. Yeni tasarımla epeyce cebelleştikten sonra sayfalar yavaş yavaş kimliğine bürünmeye başladı. İlk aşamada bazı dostlardan kişisel bilgi ve belge istedim. Elimin altındaki arşivimden de bazı sayfalar oluşturmaya başladım. Duyurusunu yapıp ortaya çıktığında en azından tasarım ve görselliğin yanı sıra içerik konusunda da bir fikir versin istiyordum. Bu doğrultuda şu an gördüğünüz küşük çaptaki eklemelerle sizinle buluşmaya hazır hâle getirmiş oldu. Bundan sonraki aşamada sizin desteğiniz ve paylaşımlarınızla etkinliğini gösterecektir umudundayım.
Günümüzde, önceki gibi başarılı çalışmalara ne kadar imza atabiliriz bilemiyorum. “Sosyal medya” denen canavarımsı ortamlar maalesef bu tür bilimsel ortamları arka plana düşürüyor. Olsun. Her şeye rağmen inanıyorum ki dilini, kültürünü ve tarihi seven Türkçe sevdalısı dostlar duyarlı yaklaşımlarıyla desteklerini esirgemeyeceklerdir. Bu iş gönüllülük çerçevesinde yürütülecek bir paylaşım, çalışma, üretim olacaktır.